Geçtiğimiz günlerde İstanbul sokaklarında çakarlı lüks ciple görüntülenen Yüsra Ünlü ile ilgili açıklama yapan Cübbeli Ahmet Hoca; “Kızımın yaptığı yanlış ama çakarlı aracın zekâtı veriliyor. Kızıma söylenenler özel hayata saldırı. Kızımın o videosunun 5 milyon izlenmesini sağlayan FETÖ’dür.” dedi.
Bu açıklamayı okuyunca maziye gittim. 2016 yılıydı. Bir arkadaşım sosyal medyada gördüğü bir düğün fotoğrafını göndermişti. Fotoğrafı görünce hayretler içinde kalmıştım. Düğün, Cübbeli Ahmet Hoca’nın kızının düğünüydü ve düğün mekânı İstanbul–Beşiktaş’ta bulunan Beş Yıldızlı Four Seasons Hotel İstanbul At The Bosphours Otel olarak görünüyordu. Ve gelin Yüsra Ünlü de gelinliğiyle erkeklerin yanındaydı. Bu durum İsmailağa gibi, Cübbeli Ahmet Hoca gibi kadın-erkek konusunda katı olan bir cemaat ve mensupları için devrimdi.
O dönem Tayyip Bey’in kızı Sümeyye Erdoğan da evlenmişti ve ikisinin düğünü kıyaslayan bir yazı kaleme almıştım. (23 Mayıs 2016 – Hürriyet)
Yazı sonrası söz hakkı doğduğunu düşündüğüm için bir söyleşi ayarlamak amacıyla Cübbeli Ahmet Hoca’nın eşi Büşra Hanım’la telefon görüşmesi yapmıştık. Fakat ne o gün ne de sonrasında söyleşi talebimi kabul etti. Hiç unutmuyorum, o gün telefonda şöyle bir cümle kurmuştu: “Siz bu yazıyı yazarak din düşmanlarını sevindirdiniz.”
Mesele Yüsra Ünlü’nün gelinliğiyle erkeklerin yanına çıkması veya lüks araca binmesi değil benim için. Mesele Cübbeli Ahmet Hoca’nın kızının hayatının özel olduğu kadar, cemaatindeki babaların kızlarının da hayatının özel olmamasıdır.
Nasıl mı?
Misal soru şu olsun: “Cübbeli Ahmet Hoca’nın cemaatine mensup bir adamın kızı değil beş yıldızlı otelde, evde yapacakları küçük bir merasimde bile gelin adayının çarşaf dışında bir kıyafetle erkeklerin yanına çıkmasına izin verilir mi?”
Cevap net bir şekilde şu olur: “Asla!”
“Cemaat mensubu birinin kızı çakarlı araçla görüntülense…” diye soracağım ama yanlış olacak. Zira lüks çakarlı araçla görüntülenen kişi ya cemaat önderinin ya da cemaatin zenginlerinin bir yakınıdır. Ve onların da diğer mensuplarda olmayan “özel hayatı” vardır.
Düğünü yapan, çakarlı araca binen Yüsra Ünlü ama nedense bir şeylerden sorumlu olanlar Yüsra’nın olayını yazan veya görüntüleyenler…
Yanlış anlaşılmasın, Yüsra’nın karşısında değilim. Adaletsizliğin karşısındayım.
Şimdi “Cübbeli Ahmet Hoca’nın kızı babasını dinlemiyor, doğruyu anlatmasın mı?” diyenler illa ki olacaktır.
Ben de cevaben şunları söylemek isterim:
Cübbeli Ahmet Hoca bir cemaat önderi olarak inisiyatif kullanıp kızının isteklerini yapabiliyor ama Cübbeli’nin cemaatinden bir adam kızının isteğini yapamıyor. Çünkü ona “Kızına sahip çıkmazsan cehenneme gidersin.” denilmiştir. O da kızına sahip çıkmak(!) adına ne okutur, ne çalışmasına izin verir, ne de istediği gibi gelin olmasına müsaade eder. Yani kendi cehenneme gitmesin diye kızına hatta eşine cehennem hayatı yaşatır. Aradaki kocaman fark budur işte.
Bu farkı da yazmak istedim ki, gençlerin neden dinden uzaklaştığı anlaşılsın.